bazenöyleolur

Kendimi bile çizmiştim kahraman olurum umuduyla.

Kitaplar. Kitaplarımız.

Şu sıralar kitaplarla yatıp kitaplarla kalkıyorum. Günün ilk ışıklarıyla kitapları bitiriyorum. Çok abartmamak için birkaç gün ara vereyeyim dedim. O yüzden Uykusuz Ciltlere bıraktım kendimi. 2007 yılında ilk yayın hayatına başladığı dönemlere geri döndüm, pek hoş. Çok hoş.

Uykusuz’u bir kenara bırakırsak şu birkaç günde ne okudum, ne yaptım şöyle bir aktarayım istiyorum. Malumunuz artık blog her daldan bir şeyler barındırıyor. Böyle daha keyif alıyorum şu günlerde. Her neyse ilk olarak Dostluk Ekmeği’ni bitirdikten sonra bir türlü okumaya fırsat bulamadığım Emrah Serbes’in Erken Kaybedenler kitabını elime aldım.

Spoiler vermemeye dikkat ederek şöyle kitabı inceleyecek olursak ilk başlarda beni pek sarmadı. Yani şu parça öykülerin tek noktaya bağlanması ya da parça parça kalması niyeyse beni bir türlü sarmıyor. Küçük Mucizeler Dükkanı’nda bu yüzden sabredememiştim ve yarım bırakmıştım. Harbi bak ben o kitabı okumadım ya İzmit’e dönünce onu da aradan çıkartayım.

PicsArt_1373883985819Erken Kaybedenler diyordum; ilk sayfalarda pek kendimi veremedim ama sonrasında birkaç saat içerisinde su gibi akıp gitti. Erkek çocukların hüzünleri ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi diye düşündüm. Benim gibi okumayanlar varsa tavsiye ederim.

Erken Kaybedenler’den sonra Gökkuşağını Yakalamak kitabına geçtim. Dostluk Ekmeği’nin yayınevinden çıkma bir kitaptı. Allah’ım o ayraçları ne kadar güzel bir şey ya. Kitaba gelecek olursak, sıcak bir hikayeydi. Yeri gelip hüzünlendiyor, yeri geliyor güldürüyordu. Arkadya Yayınlarının romanlarını böyle genellemek istemiyorum ama eğer sonra okuduğum Arkadya Yayınları kitabı da bu tarz çıkarsa onlar için sıcak bir öykü genellemesini kullanabilirim. Böyle aşırı tutkuyla bağlanmıyorsunuz kitaba ama sıcak bir yanı var, çekiyor sizi.

Güneşi Yakalamak ayrı bir güzPicsArt_1373883745546eldi. Bir de bölüm sonlarındaki şifrelerden elde ettiği sözler, çok anlamlıydı. Bazen, evet ne kadar da yerine oturdu şu anda diyordum. İnsan hüzünleri her yaşta aynı ev sahipliğini yapıyor kitapta. Kitap çok güzel bir yazıyla başlıyor. Diyor ki, “Hayatta Gökkuşağının peşinden ya gidersin ya da gitmezsin. Gökkuşağının peşinden gitmeye devam et…” Nedendir bilmem ama çok sevdim ben girişi. Gökkuşağı rengine bürünüp oradan oraya koşasım var, şu günlerde.

Kitap bittikten sonra ne yapsam, ne okusam derken bu sefer de yine okumamış olduğum Ayşe Kulin’in Adı Aylin kitabını elime aldım. Lisede Sevdalinka kitabını okuyup günlerce ağlamış biri olarak Ayşe Kulin’in nedense kitaplarını o yüzden hep ayrı seviyorum. Ancak her yazardan olduğu gibi bir süre sonra sıkılıyorum, yoruluyorum, hataları gözüme batar oluyor. Aslında bu kitap için ayrı bir yazı yazıp uzun uzadıya incelemeyi düşünüyordum ama şu sıralar kitap okumaktan pek yazmaya fırsat bulamıyorum.

PicsArt_1373884564008Kitaba gelecek olursak, Aylin’in ölümüyle başlayıp ölümüyle son buluyor. Tüm her şeye rağmen beğendim, çok beğendim. Ama katile dair yazarın yorum yapmadığı için ya da farklı konuları irdelemediği için kızdım. Sonra kalktım nette de araştırma yaptım, hayır yok. Hiçbir şey yok. Garip ve tuhaf. Aylin’in hayatı evet, çoğu okur gibi beni de etkiledi. Sondaki fotoğraflar ise çok güzeldi. Hepsini tek tek inceledim ve bu kadın gerçekten çok güzelmiş dedim. Bu arada Aylin’in yeğeni olan ama 10 yıl annelik yaptığı Tayyibe, milletvekilliği yapmıştır. Spoilera girmeden böyle de bir bilgi vereyim dedim.

Bu aralar kitap okumaya biraz ara verip editörlüğünü yaptığım kitabı yazmaya odaklansam hiç fena olmayacak. Hatta çok iyi olacak.

Not: Mektup bekliyorum. Çok heyecanlı.

Bir not daha: Yine maske yaptım ama bu sefer göz altına. Ondan önce de başka bir maske yapmıştım; saç, yüz ne varsa deniyorum şu sıralar. Maksat zaman geçsin. Ev maskeden ve ıvır zıvırlardan geçilmiyor şu sıralar.

Yorumlar

  1. Varol AKSOY
    15 juillet 2013 à 21:52 (11 ans ago)

    kalbim ağzıma geldi ilgili kısmı okurken 😀

    Répondre
  2. bazenoyleolur
    15 juillet 2013 à 23:50 (11 ans ago)

    Uff iki dedikodu yapamadım bak. 😀 Daha dedikodunu yapacaktım. 😀

    Répondre
  3. simarimtirakcikolata
    18 juillet 2013 à 23:22 (11 ans ago)

    tatili benm gibi kitaplarla geçiren biri ne hoş!:) çok etkilendiğim bir kitabı önermeden edemiycem;Düğümlere üfleyen kadınlar eminm çok seveceksin:)

    Répondre
  4. bazenoyleolur
    18 juillet 2013 à 23:25 (11 ans ago)

    Bayadır aklımda, elimdeki kitapları bitireyim, ona da başlayayım. 🙂
    Önerin için teşekkür ederim. :))

    Répondre
  5. Nurçin
    20 juillet 2013 à 23:58 (11 ans ago)

    Ben de tam aksine parça parça bölümleri olan kitapları daha çok seviyorum tıpkı verdiğin örnekteki gibi; Küçük Mucizeler Dükkanı. Kitabı nerde bıraktıysan ordan devam etmeni tavsiye ederim ^^ Kitabın diğer sayıları da var ancak diğer kitaplarda çok farklı karakterler anlatılıyor..

    Répondre

Yorum Alanı to simarimtirakcikolata

Cliquez ici pour annuler la réponse.