bazenöyleolur

Kendimi bile çizmiştim kahraman olurum umuduyla.

İmdat! Ben Mezun Oldum.

Screenshot_1

Mezuniyet için fırsat bulup herkes haftalarca elbise arayamadım. Zaten bu sene tüm arayışlarım boşuna oluyordu. Ödül törenimde de aynısını yaşamıştım. Mezuniyette ve haftaya mezuniyet eğlencesinde de aynısı olacağını biliyordum. Mezuniyet töreni için aklımda olan tek şey beyaz bir elbiseydi.

Mezuniyete 1 gün kalmış ve ben mağaza mağaza elbise arıyorum. Pek umutlu olduğum AdL beni hayal kırıklığına uğrattı. Zaten hava sıcak, daracık elbiselerin içine girmek de çıkmak da zor oluyordu. Beyaz elbiseden komple ümidimi kestiğim anda İzmit’in 1 numarası Addax’ta beyaz bir elbise göz kırptı. Görünüşte kalın bir kumaşa sahip gibi göründüğü için çok boğacağını düşündüm. Nitekim kabinde giyinmeye çalışırken de nefes alamadım ve ayy bayılacağım deyip attım kendimi mağazadan dışarı. Tabi atmadan önce fotoğraf çekilmeyi unutmadım. Mağazanın önünde Yalçınla buluştuk ve fotoğrafı gösterdim. Tüm günün sonu elimdeki tek elbise nasıl dedim. Çok beğendi ve hadi alalım dedi. Tekrar denemeden aldık çıktık. Eve gelince gerçekten çok beğendim elbiseyi.

Mezuniyet sabahı annemler erkenden geldi. Onlar direkt okula çıkarken ben de kuaföre koşturdum. Tabi o arada terzi aradığımı hatta hastanede terzi bulduğumu ve okuldan habersiz cüppeyi kestirdiğime hiç girmeyeceğim. Tamamen hazır olduktan sonra kongre merkezine doğru yola çıktım. Annemler salonda en güzel yerlerden birini kapmış. Teyzem ve yengem de sürpriz yapıp gelmişler. Herkese hoşgeldin dedikten sonra arkadaşlarla fotoğraf çekilmeye dışarı çıktım. Sağolsunlar her fotoğrafıma girmişler, bu yüzden hiç tek fotoğrafım yok. Olanlar da mimiklerimin çekildiği birkaç kare.

Tören başlamak üzereydi ve Yalçın ortalarda görünmüyordu. Aradım açmadı. Bir gün önce geç yattığını bildiğim için uyanamazsan gelme, sorun olmaz demiştim. Ancak gelmeseydi burnundan fitil fitil getirirdim. Bunu o da çok iyi biliyordu ki tam zamanında geldi.

Tören başladı ilk örgünler sahneye çıktı, sonra sırayla biz sahneye çıktık. Ayrıca sıra olayı çok ayrı bir olaydı. Kimin nerede olduğu belli değildi ve adım sahnede söylenmiş de olabilirdi. Tam merdivenlerin orada durakladım. Gülden hocanın “Tuğba hadi çık.” dediğini duydum. Hocam adım okunmadı yaa diye boynumu bükerken hala hangi hocamın olduğunu hatırlamadığım bir hocam tarafından sahneye doğru itildim. Gürsoy hoca mezuniyet belgesini tam elime uzatırken adımı okudu. Sahneye döndüm ve işte bu dedim içimden.

Kep atma töreni ve iletişim andını söylemek için daha sonra sahneye tekrar çıkmamız gerekiyordu. O süreçte babamlarla dışarı çıkıp fotoğraf çekildik. Fotoğraflarımızı Yalçın çekti. Babamlarla ikinci kez bir araya gelen Yalçın’ın efendiliği yine gözlerden kaçmadı. Resmen tribüne oynuyor adam. Uzaklara bakıp düşünceli tavırlar, beyefendi cümleler, önemli ataklar…

Pınar hocanın hepimizi iletişim andı ve kep atma töreni için çağırdı. Biraz bekledikten sonra sahnede tüm fakülte yerimizi aldık. Çok heyecanlıydı, 4 yıldır beklediğimiz o an gelmişti. Mezun olan da olmayan da mutluydu. Ancak tam o sırada pankart olayları yaşandı. İlk baştaki pankarta çok gülmüştüm, beğenmiştim. Ancak her yerde PKK, her yerde bölücülük.  Mezun olmayan öğrencilerin mezuniyet kalabalığını kullanarak kendilerini sahneye atıp Gezi Parkı’nı kullanan, Soma’da yaşanılan acı olayı kullanan ve en önemlisi toplumun acılarını farklı amaçlarda kullananlara tahammül edemiyorum. Özellikle ikinci pankarttan sonra sahnede büyük arbede yaşandı. Bir sivil sahneye atladı, güvenlikler sahneyi bastı, havada tekmeler uçtu, topuklu ayakkabılı kızlar sahneden düştü, herkes şokta ve en önemlisi aileler her şeye tanık oldu.

Sonra birkaç slogan attılar. Sonra bizim grup “Ne Mutlu Türküm Diyene” diye sloganlar attı. Onlar daha çok bağırdı, hala tekmeler havada uçuyordu ve ardından birden 10. Yıl Marşı’nı söylemeye başladık. Sesimiz kısılana kadar bağıra bağıra söyledik ve salonda eşlik etti. Susturduk ama olay dinmek bilmiyordu. İletişim andına geçmek isteyen sunucu hocamıza bir türlü fırsat verilmiyordu. Söylemeye başlıyoruz dedi ve iletişim andımıza başladık. İletişim andından sonra bir kez daha 10. yıl Marşı’nı söyledik ve keplerimizin havaya atılacak heyecanı bile kalmamıştı. Tüm bu olayları 1080p kalitesinde buradan izleyebilirsiniz.

Şu anda izlerken fark ettim sonda fakülte sekreterimizin 10. Yıl Marşı’nda iki eliyle kep sallayarak gözyaşı döküyor. Onu görünce ben daha çok duygulandım.

Namusumuz ve şerefimizin üzerine and içerek iletişim fakültesinden mezun olduk. Bugün de tezime başladım, insanlar tezlerini bitirdi 26’sındaki savunmaya hazırlanıyor, ben daha yeni başlıyorum. Olsun, o da biter. Zaten her şey bitiyor.

Not: Tek fotoğraf çektirmemeye and içmiş troll sınıf arkadaşlarıma buradan selam yolluyorum. Yıllar sonra bile bu kareye bakıp gülmekten kendimi alamayacağım.

Dün mezun oldum, bugün işsiz.

 

Yorumlar

Yorum Alanı