bazenöyleolur

Kendimi bile çizmiştim kahraman olurum umuduyla.

Bu Yıl Ne Öğrendim?

Biraz poster, hiç takmayacağım kırmızı bir çanta, biraz gereksiz ıvır zıvır ve 1 şişe kırmızı şarap ile sakince yürüyordum. Onları bırakıp biraz daha karda yürümek istediğime karar vermiştim. Kulaklığımı takıp yürüyüş yolunun başından sonuna kadar gidip sonra odama geldim. Şarabımı ve hazırda bekleyen çalma listesini açtım. Yorgunluk ve sersemlikle uyuyup yeni yılın son 15 dakikası uyandım. Zar zor hazırlandırılıp sonra yarım kalan şişeyi de bitirdikten sonra posterleri duvarlara yapıştırıp Gamze’nin yeni yıl hediyesi olarak Rıfkı’yı karşıma alıp oturdum.

Eğer Rıfkı bu yıl farklı olmazsa totemim tutmamış olacak ve çok üzüleceğim dedim. Şimdi o cümlenin ardından 364 gün geçti. Tuttu mu tutmadı mı bilmiyorum. Çok şeyler yaşıyoruz 364 günde. Biraz uçlarda dans edip biraz ortalarda süzülüyoruz. Yılın ilk günlerine Hürriyetten ayrılmış, kulübünün etkinliklerine bile doğru düzgün gitmeyen, 2 gün sonra finalleri olan ama yine hiç umrunda olmayan, bana inanan birkaç insanı hayal kırıklığına uğratmış olarak girecektim. Yani zaten öyle de girdim. Sessiz ve derinden.

Sonuç olarak işimden ayrılmış olabilirdim, kulübe sonra da pek gittiğim söylenemezdi ama başarılı bir final dönemi ve birkaç hayal kırıklığına uğrayan insanların gönlünü almış olarak yılın ikinci haftasını bitirmiştim. Bundan da daha önemli olan bir şey yoktu. Bir insanı hayal kırıklığına uğratmak verebileceğin en büyük hasardır.

Ve sevgili okuyucular ben bu yıl çok şey öğrendim. Yaşayarak, bizzat hepsinin üstesinden gelerek.

Ne kadar çok seversen sev bir süre sonra aslında karşındakini değil de sevmeyi sevdiğimi tek kelimeyle vazgeçtiğimde öğrendim. Bir zamanlar onsuz nefes alamam diye düşündüğün o insanın, son nefesini verecek olması bile umrunda olmuyormuş. Hatta hiçbir şey hissetmeyebiliyormuşsun.

Yıllarca avcunda büyüttüğünüz dostluğun arasına ölüm de girse yaşadıklarınız gelecekte hala yön gösteren pusula olmayı başarabiliyormuş. Anlaması güç bir bağ hep sizin içinizde bir yerde kalıyor.

Siz istemediğiniz sürece hiç kimse ama hiç kimse size yardım edemiyormuş.

Arkadaşım dediğim insanları hayatımdan çıkartırken daha titizlikle çalışmam gerekiyormuş. Daha sonrasında tüm şehir bu olay yüzünden etkilenebiliyormuş. Dengeler alt üst olabiliyor. Çirkefliğin de bu kadarı.

İnsan bir şeyi çok iyi bilebilir, insan birçok şeyi çok iyi bilebilir ama bunu nasıl gösterdiği çok önemliymiş. Süper egosu yerine biraz da mütevaziliğini yüksek tutması gerekiyormuş. Bizzat dibe vuruşunu keyifle izledim.

Asla olmaz, mümkün değil, imkansız gibi kelimeleri kullanmak kendi motiveni düşürmekten başka bir işe yaramadığı gibi etrafındakilerin de enerjilerini düşürüyor. Her şey başarılabiliyormuş.

Yeniden sevmeye başlamak, yeniden doğmak gibi bir şeymiş.

O en yakınım dediğim insanlar bile beni çok fazla kırabiliyormuş. Her gözyaşımda yeniledim bunu.

Kilometrelerce ötede bile bir gün sizinle tanıştığına gerçekten memnun olacak insanlar var. Bu yüzden sırt çantanızı hazırladığınızda aklınıza eseni yapın lütfen. 11 kiloluk sırt çantasıyla ben bunu yaptım.

Farklı bakış açıları kazanmak için farklı işlerde çalışmak gerekiyormuş. Zanzi’de en çok bunu öğrendim.

İnsan en çok kendisini özlüyormuş ve ben bunu şu an ne çok hissettim.

Bu yıl çok şey öğrenerek geçirdim. Kitaplardan ya da anlatılanlardan öğrenemeyeceğim kadar çok şey. Bunları yaşayın, acıları çekin, hatta size bunu yapma üzülürsün diyenleri bile yapın çünkü onlar bile size bir şey katacak. Her şeyi yapın ama lütfen hayatınızdaki insanların hayal kırıklığı olmayın. İnsanların sevme inancını çalmayın. Bir banka soyun, yoldan geçen birinin çantasını çalın ama bir insanın yeniden sevebilme inancını elinden almayın. İnsanlar düştüklerinde ancak hırsla ve umutla kalkabilir. Eğer siz o inancı ellerinden alırsanız, ona uzatılan elleri göremeyecek kadar çaresiz kalırlar. Lütfen, insanları sevmiyorsanız bunu doğru yollardan yapın, kırıp parçalara bölerek yapmayın. Çünkü bu çok can yakıyor ve siz bu acıyı anlayamayacak kadar bencilsiniz. İşte bu yüzden sizi sevmiyorum.

Bu arada bu yıl totem yapmadım. Totemin ta kendisiyim.

İyi olsun bu yıl.

Midenizden kuşlar özgürlüğe doğru hareket etsin.

Bir de çok sevin. Sevmekten hiç korkmayın.

Yeni yıl hediyesi olarak da bana şarkı gönderebilirsiniz, mutlu olurum.

Yorum olarak ya da iletişim sayfasından ulaşarak şarkılarınızı bırakabilirsiniz.

Yorum Alanı