bazenöyleolur

Kendimi bile çizmiştim kahraman olurum umuduyla.

Naber Prag?

Aferin Tuğba. 3 ay sonra otur Prag yazısını yaz. İçindeki yazma isteği nereye kaybolduysa hemen onu yakalayıp kulaklarını çek. Çünkü bu böyle olmuyor. Bundan sonra gezi bittikten sonra hemen oturup yazmaya başlayacaksın. Neyse notlarım hala benimle olduğu için notlar sayesinde taze bilgilerimle artık yazabilirim. 

Roma’ya ucuz bilet var Ayben, Venedik’e de biraz uyguna buldum. Baksak mı biletlere, tabii tabii bir akşam oturup bakalım. Tuğba Budapeşte’ye gidelim. Tamam biletlere bakalım. Ortalama bir bilet bulunur. Aaa ama oraya kadar gitmişken Prag’ı görmeyecek miyiz? Otobüsleri araştır, trenleri araştır ortalama bir fiyat yine bulunur. Sonra hepsi sırasıyla alınmaya başlar. Araştırmalar o hızla devam eder ve sonra gelsin tatil tarihi…

Türkiye’den Basel’e, Basel’den Strasbourg’a. Strasbourg’ta 1 gece uyu ve sabahın köründe tekrar Basel’e git oradan Budapeşte’ye orada da 1 gece uyu ve yine sabahın köründe hatta hava karanlıkken Prag’a hareket et!

Evet bence de müthiş bir yol takvimiydi. Ki beklediğim kadar yorucu olmadı. Benim için yorucu olan kısmı Türkiye’den dönerken çok çözecekmişim gibi Ales kitaplarını taşımak oldu. Tabii bir de mantılar. Ales kitapları hala duruyor. Bir de onları geri götürmesi var. Neyse bunu başka bir konuda irdeleriz.

Gelelim Prag’a canlar!

Ocak ayının sonlarına doğru yol boyunca Bratislava civarında kar gördüğümde Prag’ta kar olmaması için içimden tüm duaları ettim. Prag soğuktu ama öldürücü bir soğuk değildi ve kar yoktu. Bence yerinde bir soğuktu. Otobüsün bizi indirdiği yerden kalacağımız hostele doğru yol aldık. Yakınlarda bir yer olduğunu biliyorduk ama birazcık bakınmamız gerekti. Ayrıca demeden geçemeyeceğim ana caddeye çıkan yolda karşıdan karşıya geçmemiz gerekiyordu. Allah kahretsin öyle trafik lambasını. Yanmıyor katiyen yayalar için yeşil yanmıyor. Çok uzun süre bekledikten sonra yayalar için yeşil yandı ve bence sadece otuz saniyeydi. Biz daha karşıya geçme yolunu yarılamadan yayalara kırmızı yandı bile. Neyse ki o yoldan da kurtulup hostele geçtik._MG_9034

Hostel Lipa’da kaldık. Kalitesine göre fiyatı çok uygundu. Hostel görevlisinden gerekli bilgileri de alıp merkeze hareket etmeye hazırdık. Merkeze 10 dakikalık otobüs uzaklığındaydık. Bizim için sorun teşkil etmedi. İlk gün otobüs için bilet aldık tabii ki. Ama bilin bakalım sonra ne yaptık? Tabii ki hiç bilet almadık. Orta kapıdan biniyorduk, kimse bilet okutmuyordu ve hiçbir şekilde kontrol yoktu. Biz de bunun avantajını kullanarak ilk sefer dışında otobüse ve tramvaylara para vermedik.

İlk gün akşam üzeri Prag’ta olduğumuz için biraz şehir merkezini gezerek ve keşfederek geçirdik. Kartlarımızı ve hediyeliklerimizi nereden alabiliriz diye de dükkanlara göz attık. Ayrıca Prag’ta Old Town’da yürürken fark edeceğiniz ilk şey Astronomik Saat olacaktır. Özellikle altında birçok grubun toplanmış olması dikkatinizi çekecektir.

_MG_9250 En eski astronomik saat olması en büyük özelliği olmasına rağmen bana hikayesi daha ilgi çekici gelmişti. Bazı rivayetleri göre 15. yüzyılda Hanus tarafından yapılıyor ve tüm Dünya çok beğeniyor. Şehrin ileri gelenleri bu güzelliğin sadece Prag’ta olmasını istiyorlar ve bu yüzden Hanus’un bu saati başka bir yerde yapmasını istemiyorlar. Bunu garantiye alabilmek için de Hanus’un gözlerine mil çekiyorlar. Hanus’un bu durum çok zoruna gidiyor ve kendisini saate asarak intihar ediyor. Böylece saat bozuluyor. Saat yüzyıl sonra tamir ettirilebiliyor. Ancak daha sonra tekrar bozuluyor. Tekrar tamir ediliyor ama 2. Dünya Savaşı sırasında Almanlar tarafından yine darbeye uğruyor ve yine bozuluyor. Günümüzde ise çalışmaya devam ediyor.

Her saat başında 1 dakika boyunca animasyon bir gösteri oluyormuş. Ancak biz hiç saat başlarına yakın oralarda bulunamadığımız için animasyonu izleme fırsatı bulamadık. Olur da siz Prag’a giderseniz ve saat başlarına yakın oralarda olursanız mutlaka izlemeyi eksik etmeyin.

Old Town’da yürüyerek şehri tanıyorduk aynı zamanda da yemek yiyebileceğimiz hem güzel hem uygun hem de nezih bir yer arıyorduk. Evet, hem cam kenarı olsun hem de ucuz olsun.
Restaurace U Vesele Basy (Adres: Na Můstku 2)1

Nerede yemek yesek diye sağımıza solumuza bakındık ama bir türlü karar veremedik. Sonunda tabii ki yerlilerine sorarak birkaç yer tarifi aldık. Sonunda yer tariflerinden biri Restaurace U Vesele Basy’e götürdü. Benim gibi önyargılı ve pek geleneksel şeyler denemek istemeyen biri bile burada tredişınıl şeyler denedi. Elbette adını hatırlamıyorum ama genel olarak yemekleri lezzetliydi. Direkt damak tadıma uygun olmasa da güzeldi. Gidip gönül rahatlığıyla bir şeyler yiyebileceğiniz bir restaurant.

Yarım günü böyle bitirdik ama asıl gezi ikinci güne kaldı.

Prag II yazısına devam etmek için sizi buraya alalım tık tık.

Yorum Alanı