bazenöyleolur

Kendimi bile çizmiştim kahraman olurum umuduyla.

août 2014 Arşiv

Çekiliş Sonucu

bazenoyleolur

Merhaba arkadaşlar,

Oradan buradan takip edenler bilir ki şu sıralar çok fazla koşturma içerisindeyim. Bu yüzden Ancak 1 hafta sonra çekilişi açıklayabildim. Bu gecikme için çok üzgün olduğumu bilmenizi isterim. Umarım beklediğinize değer.

Videolu çekim upload aderken problem oluşturdu. Bir de videonun yüklenmesi için sizi bekletmek istemedim. Bu yüzden sonucu sizlere sunuyorum. Şanslı kitapseverleri tebrik ederim.

Dolunay Surat

Ayla Sarıoğlu

Emine Kılıç

SevdaDeg

Reyhan Çetinkaya

Fırat Huy

Beyza Nur

Uğur Gölbaşı

blackd

Nesli

Kitap kazanan arkadaşlar lütfen adreslerini mail@bazenoyleolur.com adresine konuya “Adres Bilgisi” yazarak gönderebilirler mi? Adresinizi, telefon numaranızı ve hatta en çok istediğiniz 1 kitabın adını da yazar mısınız? (En çok istediğiniz kitap yerine yazdığınız 3 seçenekten biri gelebilir. :))

Ardından kitaplar elinize ulaştığı zaman sizden twitter.com/bazenoyleolur adresine ya da yine mail adresine kitap fotoğrafını çekip göndermenizi rica ediyorum.

Bir başka çekilişte görüşmek üzere, kendinize iyi bakın.

Bir EVS Hikayesi

sb

İnsanın her zaman başka bir seçeneği olması gerektiğini savunurum. Doğrudan bir seçeneğe mahkum olduğunda sımsıkı o seçeneğe sarılıp sadece artılarına odaklanıyorsun. Ancak başka bir seçeneğin daha olduğunda bütün seçenekleri masaya yatırıp artılarını eksilerini düşünüyorsun. Hangi seçeneği seçersen daha mutlu olursun bunu hesaplıyorsun. Ben de hesap kitap işlemine başladım.

Çok fazla zamanım yoktu. Sanırım en fazla 3 saatim vardı. Tabi bu biraz da benden kaynaklı böyleydi. Olay olarak şöyle gerçekleşti. Tüm yıl boyunca arkadaşım Çağdaş’ın bulunduğu bir kurumdan EVS ile yurt dışına gönderilecek öğrenciler için duyurular yaptım. Genellikle sosyal sorumluluk projeleriydi. Bir gün ben de gideyim diyordum ama okul çok yoğundu ve okul bitmeden yurt dışına çıkmayacağım diye kendi kendime söylemiştim. Çağdaş ile de okul bittikten sonra uygun bir projeyle yurt dışına gitmek istiyorum diye konuştum.

Aylar sonra okul bitti ve tam anlamıyla net bir işe de başlamayınca “ehh artık yurt dışı vakti” dedim ve Çağdaş’a iyi bir proje çıkarsa gitmek istediğimi söyledim. Söyledim ama bunu enine boyuna düşünmedim hatta aileme bile bir şey demedim. Kısa bir süre sonra Çağdaş aradı. Danimarka’da tam senin için bir proje var diye. Tam emin değildim, işle ilgili görüşmelerim vardı ama Çağdaş projede çok rahat olacağımı söyleyince madem öyle dedim ailemle ve Yalçınla konuştum. Sonunda karar kıldım.

Haziran sonunda başvurmuş oldum. Ancak bekleme süreci çok can sıkıcıydı. Gidecek misin, oldu mu ve oluyor mu derken bir şey yapamıyorsun. Çağdaş rahat olmamı söylüyordu ama yeni mezun biri için hiç de kolay değildi. Hemen gerekli olan pasaportumu çıkardım ve beklemeye başladım. O sırada başka evs projelerini araştırdım. En azından tamamen hâkim olmak için takip ediyordum. Bir gece bir başvuruya denk geldim. Fransa’da gazetecilik mezunu ve web bilgisi olan bir bayan arıyorlardı. Türkiye ortakları ise çok ünlü bir üniversiteydi. Hiç umutlu olmayarak formu doldurdum. 2-3 gün sonra arayıp formdaki fotoğrafım açılmıyormuş mail ile atmamı istediler. Sonra bir gün bir mailde kısa dönem için de gönüllü aradıklarını yazmışlar. Ona da başvurdum. Sonra zaten tamamen unutmuşum. Dediğim gibi hiç umutlu değildim.

Bir gün telefonum çaldı ama arayanın Danimarka için olacağını düşünüyordum. Çünkü haftalardır haber bekliyordum. Sonra bir açtım, Letonya için seçimlerin son aşamasında olduklarını söylediler. Ben de kısa dönem düşünmediğimi Danimarka’da bir proje olduğunu söyledim. Yarına kadar düşünme payı bıraktı. Elbette düşünmedim çünkü uzun dönem istediğimi biliyordum. Ama benim için hayır demek çok zordu. Bir sonraki gün aradıklarında nasılsa hayır diyeceğim şimdi dersten çıkmama gerek yok diye düşündüm. Akşama mail geldi, Letonya ve Fransa projesi için yarın mutlaka konuşmamız gerekiyor diye. Ben Fransa’yı tamamen unutmuştum. Üzerinden 2 ay geçmişti.

Sabah aradım ve koordinatörle görüştüm. Ben sadece seçimin son aşamasındalar onun için görüşmek istediler diye düşünürken iki proje için de benim seçildiğimi öğrendim. Elbette şaşırdım. Kısa dönem istersem Letonya, uzun dönem istersem Fransa. Danimarka projesi olduğunu karar vermek için biraz zaman istedim. Ama bana sadece birkaç saat verebildi. En başta da dediğim gibi çok zamanım yoktu. En fazla 3 saat düşünebilmişimdir.

Birkaç telefon trafiğinden sonra Fransa’ya karar kıldım. Aslında Fransa’yı mailde okuduğum an Fransa’nın olmasını istemiştim. Çünkü yeri hem çok seviyordum hem de bölümüm ile alakalıydı. Kabul ettikten sonra hemen Fransa’dan aradılar, konuştuk anlaştık. Aklımdaki tüm soruları sordum ve tekrar bir sürece başlamış oldum. Nedendir bilmem ama annem de Fransa’ya daha çok sevindi. Umarım oradayken de her şey çok güzel olur.

EVS konusunda ben biraz şanslıydım sanırım. Aylarca proje aramadım ve birden seçeneklerim arttı. Dilerim aylardır proje arayan herkesin karşısına mükemmel projeler çıkar.

Şimdi ben evraklarımla uğraşmalıyım ve dahası Strasbourg’u araştırmalıyım.

Bana şans dileyin. 

Görüşürüz. :*

Hepsi 6 Ağustos’ta oldu. 10 gün sonra yayınlanabildi. 😛

Ortaya Karışık

XflIBXL

Ağustos geldi Ağustos.

Ben hala böyle bir Kasımdaymış havasıyla yaşamaya devam ediyorum. Sıcaklar olmasa bir de ne güzel olacak. Mayıs ve Haziran’ın güzel havasını Ağustos’un bunaltan havasıyla kıyaslıyorum. Yazı çok sevmekle birlikte nefes almayı zorlaştıran yanını görmezden gelemiyorum.

Günlerdir yine iki kelimeyi bir araya getirip bir şeyler yazamadım. Çok şeyler oldu, hatta o kadar çok ki neyi, nasıl ve nereden tutup anlatmaya başlasam bilemiyorum. Ben de ortaya karışık bir şeyler hazırlayayım dedim.

Bayramı ardımda bırakıp tıpış tıpış İzmit’e döndüm. Tüm kavga ve gürültü de bayram öncesinde kaldı. Bazen iyi ki böylesine büyük bir kavga etmişiz de şu an böyle iyiyiz diyorum. İlişkimiz level atladı. Saatlerce mutlulukla süren keyif kahvaltıları yapıyoruz. Hem de öyle saatlerce yapıyoruz ki akşam yemeği bile yiyecek yerimiz kalmıyor. Vanilyalı limonlu dondurma yemek için akşamları dışarı çıkıyoruz. Hiçbir şey yapmasak da çok şey yapıyormuşuz gibi yanımızdan ayrılmıyoruz. Tabi böyle bir mutluluğun sonunda nazar değmese olmazdı. Çünkü ben kendi kendine nazar değdirebilen bir canlıyım. 10 günün sonunda yine bir kriz atlattık ama atlattık yani. Sonra olmamış gibi yine mutlu hayatımıza döndük.

Bu arada insanların hayatlarında her zamna bir seçenek olmalı derken kendi hayatımda pek bir seçenek olmadan gidecektim. Ama sonra birden bir seçeneğim daha oldu ve hangisini seçsem acaba diye düşündüm. Annem yeni seçeneği çok sevmiş hatta evet işte bu artık beni daha mutlu etti demişti. Yalçın’a göre ise gitmemi istemediği bir yer ile yine gitmemi istemediği bir yer arasında fikir vermesini bekliyordum. Haklıydı ama çok komik bir söyleniş değil mi? Aklıma geldikçe bu dediğine gülümsüyorum. Ayrıntıları bazı şeyler kesinleşince daha net yazacağım. Hatta bir bir ayrıntılarına gireceğim. Birazcık daha zaman. Sizin için de benim için de…

***

26’sında Sivas’a uçuyorum. 3. Sivas Kitap Fuarı’nın da bir parçası olacak olmaktan çok mutluyum. 2 yıldır Kocaeli ve şimdi de Sivas. Beni gerçekten heyecanlandırıyor. Kitapların içinde olmak, kitap severler ile aynı havayı solumak ve hatta yayınların ilginç hikayelerini dinlemek bana çok keyif veriyor. Ancak Kocaeli’de olduğu gibi tabiki bir interteks yok. Bu yüzden nasıl olacak açık havada çok merak ediyorum.

Sivas dönüşü zaten hayatım biraz daha değişik bir hal alacak gibi. En azından bir şeylere karar verme aşamasında olabilirim. Elimdeki iki seçeneğin de olmama ihtimalini düşünerek yedek bir plan yapmam gerekiyor aslında.

***

Bu arada bu kız bile evlenmiş şokunu yaşıyorum yine şu sıralar. Liseden ve üniversiteden “bu kız mı ıyyy” dediğim bütün bekar hemcinslerim bir bir parmaklarına yüzüklerini takıp sonra o masaya oturdu. Facebookta bildiğin beyaz show var. Kimin gelinliği daha güzel, kimin düğünü daha güzel olmuş diye bakıyorum ben de.

Daha diplomayı yeni almışsın azıcık bir nefeslen, harıl harıl yıllardır okuyup şimdi de nikah masasına bu oturma acelesi neden? Koştur koştur ilişkiye başlayıp sonra yine hiç dinlenmeden evlenen onca facebook arkadaşlarımı merakla takip ediyorum. Dilerim mutlu olurlar.

Daha başka konularda diyecek birkaç şeyim daha vardı ama karnım acıktı.

Gidiyorum.

Bir de Romanya 1 aylık vize verdi. Ama proje 1 hafta ertelendiği için benim de o tarihlerde başka işim olduğu için gidemiyorum. Gidemediğim tek şey bu değil elbette. Kuzenlerle yaptığım tatil planı da rafa kalktı. Bu en çok üzeni.

İşte şimdi gerçekten gidiyorum.

Öptüm.