bazenöyleolur

Kendimi bile çizmiştim kahraman olurum umuduyla.

Bu Kafa Hangi Kafa?

<a href="http://www.youtube.com/watch?v=xAQujI-pu38?hl=en"><img src="https://i0.wp.com/www.bazenoyleolur.com/wp-content/plugins/images/play-tub.png?ssl=1" alt="Play" style="border:0px;" data-recalc-dims="1" /></a>

Her zaman insanın kendisini dinlemesi gerekir.

Fiziksel olarak çok sakin günler geçirsem de şu sıralar beynim çığlık atıyormuş. Ben de sanki bilinçli olarak kulaklarımı kapatmışım. Sonra nasıl olduysa yine feryat figan işittim. Bak hatta şu an kilisenin çanları çalıyor. Her yer sanki subliminal mesaj veriyor. Tamam aldım ben mesajı.

Bilirsiniz, yapmam gereken birkaç seçenek bir şey varsa ben de hiçbir şey yapmam, yapamam. Şu sıralar hayatıma yön çizmesi için yapmam gereken önemli şeyler var. Ama yine bilirsiniz ki hayatımızın hiçbir döneminde bitmez bu yapılması gerekenler. Yoksa mazallah yön veremezsiniz, hayat kontrolünüzden çıkar, ne yapacağınızı bilemez hale düşersiniz. İyi, daha iyi, çok daha iyi olmak için bu yapılması gereken önemli şeylerin yapılması gerekir.

İşte tam bu noktada yapılması gereken önemli şeylerin kıçına tekmeyi basıp bugün kendimi dinlemeye niyet ettim. Ofise gitmedim, uyandığım halde yataktan kalkmadım. Kalktıktan sonra da bir kahvaltı tabağı hazırlayıp odama gelip açtım bir filmi, geçtim karşısına. Kahvaltı tabağı dediysem buradaki sevdiğim kraker ekmeklerin üzerine peynir ve nutella sürüp onları tabağa dizdim. Bir de karışık  meyve çayıyla taçlandırıp güzel bir öğün sundum kendime.

Odamı topladım ve mumları yakıp attım kendimi yine yatağa. Şu son haftalarda Kindle’dan uzak kaldım. Tanpınar’ı suçlamak istemiyorum ama “Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nden sonra boğuldum, nefes alamaz oldum. Hatta kendimi Tanpınar’a ihanet etmiş gibi hissettim. Bu yüzden de uzak durdum. Sonra geçenlerde bir arkadaşın gönderdiği kitapla geri dönmenin tam zamanı kızım Tuğba dedim. İnce bir kitap, yeni ve genç bir yazar ama insanın içine oturan cümleler var. Öyle baya okudum onu. Belki saatlerce…

Büyük mumlarından biri bitmek üzere, diğeri de bitmeye yüz tutmuş. Ortanca üç tane mum ise hala gücünü koruyor. 

Kış günlerim için vazgeçilmez bol tarçınlı sahlebimi elime aldım. Bugün hava hem kapalı, hem yağmurlu hem de nasıl desem insanın uzaklarını sızlatıyor. Sahlep böyle bir günde yanımda olmalıydı.

Yanımdasın değil mi?
Duymuyor sesimi.
O mu?
Hiç.

Kendini dinle sevgili okuyucum. Kimse dinlemesin, sen dinle.

Ve unutma, kendi haline bırakılan hiçbir şey düzelmez. Odanı kendi haline bıraktığında ne hale geldiğini görüyorsun. Kendini de kendi haline bırakırsan sonucunu biliyorsun.

 

Yorum Alanı